Yeni alınan otomobili test etmek, şehir trafiğinden uzak bir seyahat deneyimi yaşamak veya turistik gezilerle tatilini değerlendirmek isteyenler için Türkiye gezi rotaları oldukça çeşitli. Hal böyle olunca arabayla Türkiye gezi turu rotası planlamak da sanıldığından biraz daha zor bir hale geliyor. Onlarca uzun yol rotası arasından seçim yapmak, bu rotanın hakkını verebilmek için detaylı bir şekilde çalışıp yola çıkmak, kısacası hayalinizdeki o road trip’i kusursuz kılmak için ihtiyacınız olan her türlü bilgiyi bu rehberde derledik.
En Popüler Türkiye Gezi Rotaları
İster Ege gezi rotası ister Doğu Karadeniz’in keşfedilmemiş güzergahları… İşte arabayla gezilecek yerler arasında en popüler 5 güzergah:
Doğu Karadeniz Turu & Samsun – Artvin Rotası
Doğu Karadeniz’in eşsiz doğasında unutulmaz bir yolculuk deneyimi yaşamak istiyorsanız Samsun – Artvin rotası tam size göre. Samsun şehir merkezinden başlayan bu Karadeniz turu, yemyeşil dağlarla çevrili Artvin şehir merkezinde sonlanmadan önce unutulması güç manzaralar sunuyor. İki destinasyon arası mesafe 550 km olsa da yol üzerindeki Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize’nin doğal güzellikleri ve yöresel lezzetleri bu mesafeyi görmezden gelmenize yardımcı oluyor.
Neredeyse tamamı sahil şeridi üzerinden ilerleyen bu yolculukta sizi ilk karşılayan lokasyon Ordu’nun şirin ilçesi Ünye. Burada Osmanlı mimarisinin güzel örneklerine sahip Ünye Evleri’ni gezebileceğiniz gibi yaklaşık 20 km ilerideki Fatsa’nın mavi-yeşil manzarasıyla ünlü Yalıköy kasabasında da duraklayabilirsiniz.
Samsun – Artvin rotasının belki de en pitoresk manzaralarına sahip bölümünü oluşturan Ordu – Giresun yolu üzerinde denize paralel uzanan yemyeşil dağların eteğinde keyifli bir yolculuğa devam edebilirsiniz. Giresun’a ulaştığınızda binlerce yıllık geçmişiyle denize uzanmış bir yarımadanın tepesinde ziyaretçilerini bekleyen Giresun Kalesi’ne kısa bir gezinti yapmadan geçmeyin.
Ardından uzun bir süre boyunca Giresun’un şirin sahil kasabalarının içinden geçerek Trabzon’a varabilirsiniz. Tabii, Trabzon’a gelmeden önce Karadeniz esintisi eşliğinde meşhur Akçaabat köftelerinden denemeyi unutmayın. Trabzon’a vardığınızda yolculuğunuzun kalan kısmını bu kadar hızlı tamamlamak istemeyebilirsiniz. Burada Trabzon Kalesi’nden Sümela Manastırı’na, Ayasofya Müzesi’nden yemyeşil yaylalara kadar gezilecek birçok tarihi ve doğal güzellik bulunuyor.
Trabzon – Rize yolu üzerinde ilerlerken varış noktasında görecekleri için sabırsızlananlar, mola vermeden yolculuğa devam edebilir. Sahil şeridinde deniz havasını içinize çekerek sürdüreceğiniz bu yolculuğun Rize ayağında Ayder, Gito, Pokut ve Anzer yaylalarının yanı sıra Fırtına Deresi ve Kaçkar Dağları Milli Parkı gibi eşsiz doğal güzelliklerle tanışmaya hazır olun.
Doğu Karadeniz rotasının son bölümünü ise Rize ve Artvin arasındaki yaklaşık 150 kilometrelik mesafe oluşturuyor. Rize’nin Çayeli, Ardeşen ve Fındıklı ilçelerini geçtikten sonra sizi Artvin’in Hopa’sı karşılıyor. Burada sahil şeridinden kent merkezine doğru ilerleyen yola sapmadan önce Hopa’nın yeşil dağ eteklerindeki taşlık Kopmuş Plajı’na uğrayabilir veya Hopa Limanı’nda günbatımı manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Artvin şehir merkezinde sonlandırabileceğiniz yolculuğunuzu tabiatın kalbine doğru sürdürmek isterseniz 1100 metre rakımlı Şavşat ilçesinin yayla, vadi ve göllerine doğru yeni bir seyahat planlayabilirsiniz.
Fethiye – Kaş – Finike
Muğla sınırlarından başlayarak Antalya’nın en güzel sahillerine doğru 180 kilometrelik bu yolculukla sayısız hatıra biriktirmek mümkün. Bu Akdeniz rotası transit geçişle 3 saatlik kısa bir sürede tamamlanabilse de güzergah üzerindeki doğal ve tarihi değerler aklınızı çelmeye yetecek.
Fethiye merkezinden başlayarak Finike’de sonlanacak yolculuğunuzun tamamını D400 karayolu üzerinden gerçekleştirmeniz gerekiyor. Fethiye’den çıktıktan sonra bazı bölümleri inişli çıkışlı virajlarla devam eden yolculuğun denizle buluştuğu ilk yer Antalya-Fethiye yolu üzerindeki Kaputaş Plajı. Ancak buraya gelmeden önce yol üzerindeki Xanthos ve Patara antik kentlerini ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin. Kaputaş ve Kaş arasında mavinin her tonunu görebileceğiniz 20 kilometrelik bir sahil yolu bulunuyor.
Misafirlerini yüksek sürüş keyfi sunan asfalt bir yolla karşılayan Kaş’ta yapılacak çok şey var. Seyahatinizin bu bölümünü dikkatlice planlayarak Hidayet Koyu Plajı, İnceboğaz, Likya Kaya Mezarları ve Antiphellos Antik Kenti’ni listenize dahil edebilirsiniz.
Kaş’tan Finike’ye uzanan yolculuğun son bölümünde denizden uzaklaşarak yeşille buluşmaya hazır olun. Yaklaşık 75 kilometre boyunca iç kesimlere doğru sürdüreceğiniz seyahatin bitişine yakın kısımlarında Demre Kuş Cenneti, Andriake Antik Kenti ve St. Nicholas Kilisesi gibi önemli lokasyonlar bulunuyor.
Demre’yi geçtikten sonra sizi Finike’ye kadar bol virajlı bir sahil yolu bekliyor. Seyahatin önceki kısımlarına göre daha dar olan bu yolun sonunda ise Finike’ye giriş yapabilirsiniz. Bu noktada sizi yat limanıyla birlikte davetkar bir manzara sunan deniz karşılıyor. Uzun süren yolculuğun ardından biraz dinlenerek Finike’nin güzelliklerini keşfe koyulabilirsiniz. Burada Arykanda, Limyra ve Rhodiapolis antik kentlerinin yanı sıra maviyle yeşilin ahenk içinde dans ettiği Andrea Doria Koyu ve Gökbük Kanyonu gibi büyüleyici manzaralar da bulunuyor.
Gaziantep – Mardin
Gaziantep’ten başlayarak Şanlıurfa’yla devam eden ve Mardin’de son bulan bu Güneydoğu rotası yaklaşık 350 kilometrelik bir yolculuğu kapsıyor. Nispeten düz, az virajlı ve bakımlı bir otoyol üzerinde gerçekleştireceğiniz bu seyahatte sizi bekleyen birçok tarihi ve doğal güzellik var. Uzun yol rotaları arasında belki de en sıra dışı deneyimlerle karşılaşacağınız Güneydoğu rotasında bu coğrafyanın üstü örtülü güzelliklerini keşfetmeye hazır olun.
Gaziantep’ten başlayacağınız yolculuğa çıkmadan önce kent merkezindeki tarihi çarşıları, hamamları ve müzeleri ziyaret edebilirsiniz. Yolculuğa başladıktan sonra ilk durağınızın neresi olacağına karar vermediyseniz Nizip ilçesi yakınlarındaki Zeugma Antik Kenti iyi bir seçim olacaktır. 2300 yıllık tarihe sahip bu eski yerleşim yerindeki arkeolojik çalışmalar hala devam ediyor. Bu noktadan sonra ister Nizip’ten Urfa’ya direkt geçiş yapabilir isterseniz de 60 kilometrelik bir yolculukla Halfeti’ye uğrayabilirsiniz.
Halfeti ara durağının ardından Adana-Şanlıurfa yoluna girerek asıl rotanıza devam edebilirsiniz. Şanlıurfa’ya kadar irili ufaklı binlerce dönüm tarlanın arasından sürdüreceğiniz yolculuğun sonunda sizi tarihiyle göz kamaştıran bir şehir bekliyor. Kapalı Çarşı, Balıklıgöl, Urfa Kalesi ve daha birçok lokasyonu gezebilirsiniz.
Güneydoğu rotanızın son aşaması olan Şanlıurfa-Mardin güzergahında yaklaşık 190 kilometrelik D400 ve E90 karayolları bulunuyor. Bakımlı ve nispeten viraj bulunmayan bu güzergahta yine aynı şekilde yol boyunca geniş bozkırlar ve ekili arazilerle karşılaşabilirsiniz. Mardin’e varmadan önce ise Urfa’nın Viranşehir ilçesi yer alıyor. Viranşehir’i geçtikten sonra önce Mardin’in Kızıltepe ilçesi, ardından da kent merkezi sizi karşılıyor.
Bu tatil rotası yol üzerinde gezilecek çok lokasyon barındırmasa da varış noktası itibariyle zengin bir içeriğe sahip. Mardin’de görmek isteyebileceğiniz en önemli destinasyonlar arasında kente hakim manzarasıyla dikkat çeken tarihi Mardin Kalesi ve Eski Mardin Evleri yer alıyor. Mardin’in sıra dışı atmosferini unutulmaz şekilde deneyimlemek istiyorsanız tarihi çarşılarında ve ünlü hamamlarında vakit geçirebilirsiniz. Dilerseniz şöhreti il sınırlarını aşan geleneksel Mardin konaklarında birkaç gece konaklayabilirsiniz.
Batı Karadeniz Hattı (Bartın – Kastamonu – Sinop)
Sahil şeridinden uzaklaşarak Batı Karadeniz’in yeşil derinliğine dalmak isteyenleri harika bir rota bekliyor: Bartın – Kastamonu – Sinop. Ağaçların içinden geçen asfalt yollar sizi küçük kasabalara, tarihi lokasyonlara ve eşsiz manzaralara götürsün istiyorsanız yaklaşık 370 kilometrelik bu uzun yolculuk aradığınız şey olabilir.
Bartın şehir merkezinden başlayan yolculuğunuzun ara duraklarından biri de Karabük. Şehrin içine girmeyecek olsanız da Kastamonu’ya giden D775 karayolu Safranbolu sınırları içinden geçiyor. Bartın ve Safranbolu arasındaki 75 kilometrelik mesafe mola vermek için biraz kısa olabilir. Ancak burada görmek isteyebileceğiniz çok sayıda lokasyon bulunuyor. Bölgenin en sembolik yapıları olan Safranbolu Evleri, nefes kesen kanyon manzaraları sunan Kristal Teras ve sıra dışı konseptiyle ilgi çeken Çikolata Müzesi bunlardan bazıları.
Yolculuğun Safranbolu’dan sonraki kısmı nispeten daha az virajlı olan D030 karayolu üzerinden ilerliyor. Rotanızı Kastamonu’ya çevirdikten sonra gitmeniz gereken mesafe ise yaklaşık 110 km. Arabanızı daima yeşilliklere süreceğiniz D030 yolu boyunca çift şeritli ve sakin bir yol sizi bekliyor. Ancak yolculuğunuzu gece gerçekleştirecekseniz yolun büyük bölümünde aydınlatma olmadığını belirtmek gerekiyor. Yol boyunca birçok köy ve kasabadan geçtikten ve Kastamonu merkezine giriş yaptıktan sonra yakın çevrede yer alan İzbeli Çiftliği, Şadıbey Çiftliği ve Kastamonu Kalesi gibi turistik noktaları ziyaret edebilirsiniz.
Kastamonu’dan Sinop’a giderken yolculuğun bir bölümü D030, kalan bölümü ise D785 karayolu üzerinden gerçekleşiyor. Seyahatinizin bu kısmında yaklaşık 1 saatlik mesafenin ardından sizi Taşköprü karşılıyor. Kastamonu’nun bu küçük ilçesi adını geçmişi Roma dönemine kadar uzanan taş bir köprüden alıyor. Rotanın devamında Sinop merkezine gitmek için Boyabat’a varmadan D785 yoluna sapmanız gerekiyor. Dilerseniz aracınızı Boyabat’a sürerek tarihi milattan öncelere dayanan ve bir kaya üzerine inşa edilmiş ihtişamlı Boyabat Kalesi’ni görebilir veya Boyabat Kaya Mezarlarını ziyaret edebilirsiniz.
Saatlerce süren yeşil turun sonunda denize kavuşacağınız anı sabırsızlıkla bekliyorsanız Boyabat ve Sinop arasındaki mesafe yaklaşık 80 kilometre. 2160 metrelik Dranaz Tüneli’ni geçtikten sonra yer yer yokuş ve virajlı yolları da aşarak Sinop şehir merkezinde Batı Karadeniz turunuzun sonuna gelmiş bulunuyorsunuz. Plajları, koyları, doğal mağaraları ve milli parklarıyla tabiatı bir bütün olarak sunan Sinop’ta meşhur Sinop Kalesi’ni ziyaret etmeyi unutmayın.
Ayvalık – İzmir – Kuşadası
Ayvalık’tan başlayarak Kuşadası’nda sonlanan bu rota, arabayla Ege turu nasıl yapılır sorusuna cevap arayanların tüm beklentilerini karşılayacak yaklaşık 250 kilometrelik uzun ve keyifli bir yolculuk sunuyor. Rotanın önemli bölümü merkezi güzergahlardan geçse de yol üzerinde çok sayıda tatil beldesi, turistik lokasyon ve cazibe merkezi bulunuyor.
Ege turunun ilk etabında Ayvalık merkezinden başlayarak İzmir’de sonlanan E87 karayolunu kullanıyorsunuz. Çift şeritli gidiş yolunda trafiğe takılmadan keyifli bir yolculuk geçirmeniz mümkün. Ayrıca yol üzerinde her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz dinlenme alanları ve petrol istasyonları bulunuyor. Mola vermek isterseniz Dikili’den geçerken Gökçeağıl yönüne saparak Aşıklar Şelalesi ve Ağlayan Mağara gibi turistik noktaları gezebilirsiniz. Dikili – İzmir arasındaki 120 kilometrelik yolu ise trafiğin durumuna göre ortalama 1,5 saatte tamamlayabilirsiniz.
İzmir şehir merkezinde vakit kaybetmek istemiyorsanız İzmir-Aydın yolu üzerinden Kuşadası’na doğru yola koyulabilirsiniz. Seyahatinizin bu bölümünde sizi üç şeritli ve keyifli bir sürüş deneyimi bekliyor. İzmir sınırlarını terk etmeden önce Selçuk’taki önemli destinasyonlara da uğrayabilirsiniz. İlçe merkezindeki Selçuk Kalesi’nin yanı sıra Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti ve Şirince köyünü ziyaret etmeden rotanızı sonlandırmayın.
Selçuk ve Kuşadası arasındaki yarım saatlik kısa mesafeyi tamamladıktan sonra Kuşadası’nın birbirinden güzel koyları, plajları ve ören yerlerine kavuşabilirsiniz. Burada Dilek Yarımadası Milli Parkı, Doğanbey Köyü Tarihi Evleri ve Priene Ören Yeri gibi lokasyonları ziyaret edebilirsiniz. Eğer vaktiniz varsa aracınızı biraz daha güneye sürerek Milet’e geçebilir, oradan da Bafa Gölü’nün doğal manzaralarının tadını çıkarabilirsiniz.